Insights
Malala ve Hikayesi
By
Amanda Brooks
Uzaklarda, karlı dağlarla çevrili bir köy varmış. O köyde, kuşaklar boyu “Sus çığ düşecek” diye çocukları bile sustururlarmış. En küçük bir seste çığ düşeceğinden korkarak yaşayan bu köyde, bir gün bir çocuk doğmuş ve daha ağzını kapatmaya fırsat bulamadan haykırmış. Haykırınca, tüyler diken diken olmuş… Bakmışlar çığ yok. Hiçbir şey düşmüyor. Bunun üstüne yavaş yavaş sokaklara çıkmışlar. Cesaretleri artmış. Davullarla, zurnalarla şenlik yapmışlar.
İşte bu hikayedeki o çocuğun günümüzdeki yansıması, kız çocuklarının cesaret kaynağı, korkmayan ve yılmayan Malala Yousafzai.
Malala Yousafzai, 12 Temmuz 1997 tarihinde Pakistan’ın Mengora şehrindeki Svat Vadisinde dünyaya geldi. Pakistan da genel olarak kız çocuklarının dünyaya gelmesi pek hoş karşılanmazdı. Buna rağmen Malala’nın doğumu, ailesi tarafından büyük bir coşkuyla kutlanmıştı. Bunun en önemli nedenlerinden biri ise Malala’nın babası Ziyauddin Yousafzai idi. O bir öğretmendi. Aydındı ve bir eğitim aktivsityidi.
Svat Vadisine o dönem Doğu’nun İsviçre’si denirdi. Bazıları ise orayı cennet olarak nitelerdi. Malala ise oradaki çocukluğunu şu sözlerle anlatıyor;
“Gözlerimi kapatıp çocukluğumu düşündüğümde çam ormanlarını ve karlı dağları görürüm; hızla akan nehirleri duyar, ayaklarımın altında serin toprağı hissederim”
2003’te Malala’nın babası Ziyauddin Yousafzai ilk lisesini açtı ve bu okulda karma bir eğitim vardı ve kızlarla erkekler beraber derse girebiliyordu. 2004 yılına kadar her şey güllük gülistanlıktı Malala ve ailesi için… Bundan sonra maalesef her şey yavaş yavaş değişmeye başladı. Hem de hiç istenmeyen şekilde.